Yükseköğretimde Bilgi Sorunu Çalıştayı Üzerine Bazı Değerlendirmeler
İnsanın iyi ya da kötü değişiminin kaynağı yüklenmiş olduğu bilginin fiili ya da zihinsel tezahürü olduğu gerçeğinden hareketle yüksek bilgi üretim alanları olan üniversitelerin ürettiği bilgiyle ilgili sorunların tartışıldığı “Yükseköğretimde Bilgi Sorunu; Eleştiri ve Teklifler Çalıştayı’na” ülkemizin değişik illerinden 30’u geçkin mütefekkirimiz katılmıştır. Çalıştayda yükseköğretimin bilgi sorunları aşağıda verilen dört başlık altında irdelenmiştir;
- Bilgi Üretiminin Yapısı; İslam Dünyasında Özgün Bilgi Üretim Problemi
- Bilimler Arası İlişkiler; Hiyerarşi ve Bilimler Tasnifi; Metafizik ve Bilimler
- Bilimsel Bilgi Üretimi ve Bilimsel Yöntem Sorunları
- İslam Dünyasında Yükseköğretim için Yeni Teşebbüsler; Malezya, Pakistan ve Diğer Ülkelerdeki Örnekler/ Batılı Bilgi ve İslami Hayat Görüşü Uzlaştırma Teşebbüsleri
Bilgi Üretiminin Yapısı;
İslam Dünyasında Özgün Bilgi Üretim Problemi Oturumu
Birinci başlık altındaki oturumda yüksek bilgi üretiminin katmanlarına vurgu yapılarak bilimsel bilginin hangi özelikleri taşıması gerektiği tartışılmıştır ve özellikle modern bilginin İslam dünyasında yayılmasının tarihî gelişimi müzakere edilmiştir.
Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra batıda gelişen bilimsel bilginin oluşturduğu maddi ilerlemenin İslam dünyasında özelde de Osmanlı Devleti üzerinde yapmış olduğu şok etkisiyle yükseköğretimde bir çatallanmanın başladığı vurgulanmıştır. Bu çatallanmanın sebebi üretilen yüksek bilginin Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyun, Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn ve tıbbiyeler gibi yenilenmeyi ve ilerleyen batıya ulaşma gayretlerini içeren yeni yükseköğretim kurumları ile geleneği temsil eden medreselerin ürettiği bilgi olduğu ifade edilmiştir.
Medreseler kadim bilgi geleneğiyle yüksek bilgi üretirken yeni açılan batıya ulaşmayı amaçlayan yükseköğretim kurumlarının ürettiği bilgi birbiriyle uyumlu olmadığından Osmanlı Devleti zamanında başlayan çatallanma Cumhuriyet Dönemi’nde medreselerin kapatılmasıyla sonlandırılmıştır. Ayrıca yüksek bilgi üretiminde çatallanmanın ana sebebi kurucu ilkelerin farklılaşması olarak öne çıkarılmıştır. Kadim gelenekten gelen metafizik temelin, modern yükseköğretim kurumlarında temel olarak alınmıyor olması bir arayüz uyumsuzluğu oluşturduğu ve metafizik bilgiyle modern seküler bilginin sentezleneceği bir ortam oluşmadan çatalın metafizik kısmının kesilmesiyle yüksek bilgi üretiminin bir şok altında seküler bilginin himayesine girdiği vurgulanmıştır. Batı gelişmişliğine ulaşmak ve geri kalmama düşüncesi altında farkında olmadan metafizik bilginin modern kurumlardan uzaklaştırılması özgün düşüncenin önünü tıkadığı bir görüş olarak ortaya konulmuştur. Böylece İslam düşünce geleneğinden neşet eden metafizik bilgi; inanç, ahlak ve siyasette devamını sürdürürken Batı tipi yükseköğretim kurumlarının ürettiği seküler bilginin de toplumu değiştirmeye başladığı ve çelişik bir bilgi havzasının oluşmasına sebep olduğu belirtilmiştir.
Çatalın metafizik kısmı medreselerin kapatılmasından dolayı beslenemediğinden ve Batı tipi yükseköğretim kurumlarına da taşınamamış olması nedeniyle bilgi kaynakları zorunlu olarak seküler bilginin etki alanına yönlendirilmiştir. Bu çelişik bilgi dünyasının özgün düşüncenin önünü kapattığı tartışılmıştır. Neticede bilginin kurucu unsurlarının değişimine bağlı olarak farklı yüksek bilgi alanlarının açılabileceği ve Batı tipi yüksek bilginin de bu tarz bir değişimin sonucu olduğuna varılmıştır. Ayrıca yüksek bilgi üretiminde farklılaşmaya sebep olan bilgi katmanları tartışılarak bu bilgi katmanlarının değişik medeniyet havzalarında hangi anlama geldiği örnekleriyle açıklanmıştır. Buna bağlı olarak da İslam düşünce geleneğindeki metafizik bilgiyle modern seküler bilginin hangi katmanlarda farklılık gösterdiği tartışılmıştır. Bilgi katmanları şu şekilde tasnif edilmiştir:
- Kalıp tasavvurlar katmanı; Tüm insanların ortak bir şekilde yöneldiği ve örüntüler halinde tüm insan topluluklarında tekrar eden temel düşünme nesneleri, ortak aslî sorular.
- Kurucu ilkeler katmanı; İnsan düşüncesinin yöneldiği ortak aslî soruların en iyi nasıl cevaplanabileceğini tayin eden metafiziksel
- Açıklayıcı fikirler katmanı; Kurucu ilkelerin en iyi nasıl açıklanıp yorumlanabileceğini gösteren fikirler.
- Betimleyici bilimsel teoriler katmanı; Fiziksel gerçekliğin belli bir kesitini akıl yürütme, gözlem, deneyim, ölçme ve hesaplama yoluyla betimlemeyi ve bu betimlemeye dayalı öngörülerde bulunmayı sağlayan bilimsel teoriler katmanı. Betimleyici bilimsel teoriler, aynı zamanda kurucu ilkeleri açıklayan fikirlerden herhangi birinin diğerlerinden daha doğru, daha tutarlı ve dolayısıyla daha sağlam olduğunu göstermek üzere kullanılan teoriler alanını ifade
Bilimler Arası İlişkiler;
Hiyerarşi ve Bilimler Tasnif i; Metafizik ve Bilimler
İkinci konu başlığı altında metafiziğin anlamı ve aşağı ilimlerle olan ilişkileri tartışılmıştır. İslam düşünce geleneğinde kurulan bilgi hiyerarşisinin fizik, matematik ve metafizik olarak tasnif edildiği vurgulanmıştır. Daha sonra fiziğin cisimlerin hâllerini araştıran bir bilgi alanı olduğu, fiziki alemdeki varlıkların tasnifiyle oluşan doğa ilimlerinin tümü için bir tasnif yapılmıştır.
Fizikten sonra matematik bilgi olarak varlık suretlerinin duyuya kapalı hâlleriyle birlikte nicelikler tartışılmıştır. Ancak bu bilgi sahalarının uğraşının varlık ya da mevcudun bir yönünü incelediği, bütüne dair veri sağlamadığı ifade edilmiştir. Bu anlamda metafizik, vücudun ya da varlık olmak bakımından varlığın idrakini hedefleyen hakikat sorgulaması olduğu ifade edilerek ilk sebepler ya da sebeplerin sebebinin sorgulandığı ilim alanı olarak tanımlanmıştır.
Metafizik araştırmaların en önemli işlevinin aşağı katmanlarda ahlak ve siyaset dâhil olmak üzere fizik ve matematiğin hatta dini ilimler alanında yapılan bütün araştırmaların vardığı sonuçları nihai bağlamda temellendirici özelliğe sahip olmasının önemi üzerinde durulmuştur. Ayrıca insanlığın metafizik olmaksızın herhangi bir bilimler düzeni inşa edemediğini ancak modern dönemde bir negatif metafizik ilişkiyle bilimler hiyerarşisinin kurulduğu ve bu negatif metafiziğin konusunun varlığı kavramak için inşa edilen bir metafizik olmadığı tartışılmıştır. Bu negatif metafiziğin amacının varlıklar arası ilişkiyi araştırmak ancak bütüne dair sorgulardan yoksun olduğu ifade edilmiştir. Başka bir ifadeyle nesneler hakkında kurduğumuz cümlelerin ne anlama geldiğini sorgulayan bir ontoloji olduğu vurgulanmıştır.
Klasik metafiziğin bilimler hiyerarşisinden elenmesinden sonra oluşan negatif metafizik dünyada bir anlam krizine sebep olduğu ve insanlığın henüz bu anlam krizinden çıkamadığı tartışılmıştır. Sonuç olarak klasik metafizik bağlamında aşağı disiplinlerin inşa edilmesinde modern bilimlerin yeniden yorumlanarak bir bütünü ve ilk sebebi açıklayacak hâlde yeniden tartışılması gerektiği ifade edilmiştir.
Bilimsel Bilgi Üretimi ve Bilimsel Yöntem Sorunları
Üçüncü tartışma başlığı altında genel olarak bilginin ontolojik temelleri üzerine vurgu yapılarak bilimsel bilgi üretiminde hangi metotların takip edildiği ve kendimiz olarak, kendi şahsiyetimizi koruyarak, kendi tarihselliğimizin bir noktada kesintiye uğramış olan doğal açılımını devam ettirecek surette bir gelişimle çağdaş dünyanın bir parçası olmanın gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Özellikle ontolojinin kapsamı bağlamında varlığın ilkeleri, var olmak bakımından varlık anlamıyla genel metafizik; kâinat, kâinatın yaratılışı, kâinatın yapısı, nedensellik, doğa yasaları, uzay ve zaman, zamanın yönü, hareket ve sükûnet, hareketin kaynağı, matematik-fizik ilişkisi, kâinatın kapalılığı yönüyle rasyonel kozmoloji; zihin-beden ilişkisi yönüyle rasyonel psikoloji ve Tanrı, tanrı ispatları, akıl-vahiy tartışması yönüyle de rasyonel ilahiyat konuları tartışmaya açılmıştır.
Diğer önemli bir husus olarak da tarihsel süreç açısından ontolojinin ana akımları; Antik Yunan felsefesinde metafizik ve ontoloji, yeni Platonculuk ve semavi dinlerin etkisinde gelişen metafizik, Kant sonrası metafizik, mantık, matematik ve dilbilimden elde edilen sonuçların içerildiği ana akımlar tartışılmış ve bilimsel bilginin metotları ortaya konulmuştur.
İslam Dünyasında Yükseköğretim için Yeni Teşebbüsler; Malezya, Pakistan ve Diğer Ülkelerdeki Örnekler/ Batılı Bilgi ve İslami Hayat Görüşü Uzlaştırma Teşebbüsleri
Son oturumda ise bilginin İslamileştirilmesi çalışmalarıyla Pakistan ve Malezya örnekleri tartışmaya açılmıştır. Özellikle Malezya örneğinde; Muhammed Nakib el-Attas’ın Malezya’da kurmuş olduğu enstitüyle başlayan İslam Üniversitesi ve bu üniversitenin üreteceği İslami dünya görüşü bir yükseköğretim modeli olarak tüm yönleriyle tartışılmıştır.
Çalıştay Samsun Valimiz, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanımız, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörümüz ve Samsun Üniversitesi Rektörümüzün ev sahipliğinde gerçekleşmiştir. Ev sahipliklerinden dolayı kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Açılışın akabinde sunum ve müzakerelerle birlikte dört oturumundan oluşan çalıştayımızın her bir oturumu deşifre edildikten sonra Cihannüma Dergisi’nde özel bir sayı olarak okurların istifadesine sunulacaktır.