Prof. Dr. Salih KESGİN
Genel Yayın Yönetmeni
“Mazi ile alakamızı yeni baştan kurmamız lazım. (…) Dün doğmadık. En çetin realitemiz budur.(…) Biz şimdi bir aksülamel devrinde yaşıyoruz. Kendimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; Dede’yi Wagner olmadığı için, Yunus’u Verlaine, Bakî’yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya’nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, “Huzur”
“Türkiye Yüzyılı” temasını merkeze alarak hazırladığımız bu sayımızın bir sorusu, bir maksadı ve düne dair unuttuklarımızı hatırlatacak yarınlara dair ise umudumuzu, heyecanımızı perçinleyecek bir arayışı var.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 2023’te başlayan ikinci yüz yılına atıfla belirlenen “Türkiye Yüzyılı” mottosu ve vizyon projesi, esasen Tanpınar’ın ifadesi ile “dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşadığımız” hissiyatına bir başkaldırıyı; “coğrafyamızın, kültürümüzün hülasa her şeyin bizden bir yeni terkip beklediği” gerçeğine yeniden odaklanışımızı ve yeryüzü coğrafyasında, insanlık evrenindeki “misyonumuzun farkına varışımızı” temsil etmektedir.
Elinizdeki bu saymızda Türkiye Yüzyılı’nın “ne”liğine odaklanırken köklerimizden, mazimizden bağımsız bir gelecek tasavvurumuzun mümkün olamayacağı gerçeği ile yüzleşecek; yeniden büyük Türkiye idealinin, 2123 hedefinin daha da ötesine 2923’e odaklanarak; dört bin yıllık geçmişinin izinde ve gelecek bin yılı kuşatan yeni bir idealle hareket etmekle mümkün olacağına işaret edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı’nın “nasıl”lığının kilometre taşlarının ise; adaletin, bilimin, gücün, başarının, şefkatin, verimliliğin hülasa insana değer katan ve insanla değer bulan bütün kavramlarımızda mündemic olduğuna şahitlik edeceğiz.
Okuduğumuz her bir makalede, yaşadığı bütün zorlukların akabinde küllerinden yeniden doğan zümrüdüanka kuşu gibi daha da güçlenerek, tarihin kendine yüklediği misyonun farkında bir bilinçle donanan Türkiye’nin gelecek vizyonuna işaret eden Türkiye Yüzyılı idealinin “Kalbi Türkiye ile atan her vatan evladına” hitap edişini esas alacak; “Hayali cihan değer” bir muştunun Şumnu’dan, Karabağ’a, Plevne’den Kudüs’e, Urumçi’den Lefkoşa’ya, Marakeş’ten Toronto’ya kadar bütün insanlığa yeniden adalet, yeniden huzur ve yeniden umut oluşunun izini süreceğiz.
Türkiye Yüzyılı’nın gerçekleşeceğine bütün kalbimizle inanıyor, elimizdeki özel sayıyı bu inancımızın nişanesi olarak ilginize sunuyoruz.
En kalbi muhabbetlerimizle…