İslam finansı, modern finansal sistemin borç ve faiz temelli yapısına alternatif bir model sunma iddiasıyla yaklaşık 50 yıldır varlığını sürdürmektedir. Ancak mevcut İslami finans sisteminin borç temelli ürünlere aşırı odaklanması ve İslam’ın manevi ruhunu yeterince yansıtamaması, bu sistemin özgünlüğü ve sürdürülebilirliği hakkında soru işaretleri doğurmaktadır.
İslam finansının temel ilkeleri, risk transferi yerine risk paylaşımını esas alır. Bu ilkelerin Fintek ile nasıl uyumlu hale getirilebileceği, sistemin yeniden düşünülmesi gereken önemli bir noktadır. Blokzincir, akıllı sözleşmeler ve dijital platformlar gibi teknolojik yenilikler aracılığıyla Fintek, İslami finansın daha adil, şeffaf ve manevi değerlere uygun bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayabilir. Bu bağlamda, Fintek’in risk paylaşımını teşvik eden yenilikçi yaklaşımları, İslami finansın mevcut sınırlamalarını aşarak özgün değerlerini daha etkin şekilde yansıtma potansiyeline sahiptir.
İslam finansı günümüzde küresel çapta önemli bir varlık büyüklüğüne ulaşmış ve 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren bir sektör haline gelmiştir. Ancak bu büyüme, İslam’ın risk paylaşımı ve manevi değerleri gibi özgün ilkeleri yerine, konvansiyonel finansın “İslamileştirilmiş” versiyonlarına dayanmaktadır. Borca dayalı ürünler, İslami finansın yüzde 95’inden fazlasını oluştururken; risk paylaşımını teşvik eden akitler (örneğin mudaraba ve müşareke) marjinalleşmiştir. Mevcut kurumlar ise İslam’ın adalet ve toplumsal fayda odaklı yaklaşımını yeterince yansıtamamaktadır. Bu durum, “İslami finans gerçekten İslami mi?” sorusunu gündeme getirmektedir.
Son yıllarda Fintek, bu sorunlara çözüm üretme potansiyeliyle ön plana çıkmıştır. Geleneksel bankacılık ve sermaye piyasalarına alternatif olarak gelişen Fintek sektörü, 137 milyar dolarlık bir hacme ulaşmıştır ve dönüşümünü sürdürmektedir. İslami Fintek, finansal getiriyi artırma, risk paylaşımını teşvik etme ve sosyal finansı entegre etme gibi yaklaşımlarla İslam finansını yeniden şekillendirebilir. Bu makale üç aşamalı ilerlemektedir: Giriş, risk transferinden risk paylaşımına geçişin önemi ve İslami Fintek’in çözüm önerileri.
- İslami Finansın Yapısal Sorunları
- Borç Odaklılık
İslam finansı, teoride risk paylaşımını teşvik eden mudaraba ve müşareke gibi sözleşmelere yer verse de, pratikte murabaha ve teverruk gibi borç temelli sözleşmeler hâkimdir. Küresel ölçekte İslami bankacılık desteğinin yüzde 70’i, sukukların yüzde 95’i ve fonların yüzde 50’sinden fazlası borca dayalıdır. Türkiye’de ise katılım bankalarının yüzde 85’i murabaha ve teverruk gibi ürünlere yönelmiştir. Sukukların yüzde 99’u sabit getirili; fonlar ise genellikle hisse senedi yerine sukuk ve altına odaklıdır. Bu durum, İslam finansını konvansiyonel sistemin bir kopyasına indirgerken, risk paylaşımı ilkesini arka planda bırakmaktadır.
- Manevi Eksiklik
İslami finans kurumları, İslam’ın adalet, şeffaflık ve toplumsal fayda gibi temel manevi değerlerini yeterince yansıtamamaktadır. Borç veren ile borç alan arasındaki etik bağ kopmuş; büyük kurumlar parayı soyut bir araç haline getirmiştir. Yatırımcıların ilgisi yalnızca kâr odaklı hale gelirken, paranın toplumsal etkisi göz ardı edilmektedir. Bu yapısal eksiklikler, İslami finansın özgünlüğünü ve meşruiyetini sorgulatmaktadır.
- Risk Paylaşımı: İslami Finansın Temel Dinamiği
Konvansiyonel finans, risk transferine dayalı bir yapıya sahiptir. Bankacılık sisteminde risk borçluya aktarılırken; sermaye piyasalarında öz sermaye yatırımı aracılığıyla risk paylaşımı sağlanır. İslami finans, teoride mudaraba ve müşareke gibi modellerle risk paylaşımını esas alır. Ancak pratikte murabaha ve teverruk gibi borç temelli ürünlerin hâkimiyeti, bu ilkenin göz ardı edilmesine neden olmuştur.
Mudaraba’da sermaye sahibi ve girişimci kar-zarar ortaklığı içinde yer alırken, müşareke sermaye ortaklık modelini temsil eder. Bu akitler faizsiz bir sistem oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal refahı artırmayı hedefler. Ancak, dünya genelinde İslami finans varlıklarının yüzde 98-99’unun borca dayalı olması, bu potansiyelin hayata geçirilemediğini göstermektedir.
Risk paylaşımına geçiş, İslami finansın özgünlüğünü yeniden kazanması ve mevcut finansal sistemdeki eşitsizliklere karşı gerçek bir alternatif sunabilmesi için kritik önemdedir. Fintek ise bu dönüşümü destekleyecek teknoloji ve platformları sağlayabilir.
- İslami Fintek’in Çözüm Önerileri
- Finansal Erişim
Dünya Bankası’na göre yaklaşık 1,8 milyar insan finansal hizmetlere erişimden yoksundur. Ancak bu kişilerin çoğu akıllı telefon sahibidir. Özellikle Müslüman ülkelerde akıllı telefon kullanımı hızla artmaktadır (Endonezya yüzde 66, Malezya yüzde 57). İslami Fintek, bu dijital altyapıyı kullanarak finansal erişimi genişletebilir. Örneğin Endonezya’da bir mikro finans kurumu, mobil bankacılık uygulaması ile kırsal bölgelere ulaşarak, bireylerin tasarruf ve finansal bilgiye erişimini sağlamıştır.
- Risk Paylaşımı ve Öz Sermaye Yatırımı
Fintek, kitle fonlama platformları aracılığıyla risk paylaşımını teşvik etmektedir. Türkiye’den FonAngels, İslami hassasiyetlere uygun olarak küçük yatırımcıları erken aşamadaki girişimlerle buluşturmaktadır. Platform, şeffaf bilgi paylaşımıyla kredi bankacılığına alternatif bir finansman modeli sunar. Endonezya’daki benzer bir örnek ise, yatırımcıların kâr payı oranlarına göre destek verebildiği projeler sunar. Bu sayede yatırımcılar, örneğin çiftçi veya yetim gibi sosyal profillere yatırım yaparak manevi bir bağ kurabilir.
- Sosyal Finans ve Şeffaflık
İslami Fintek, zekât, infak ve sadaka gibi sosyal finans araçlarını dijital platformlarda şeffaf biçimde yönetmektedir. Kitle fonlama siteleri, yardım kampanyalarını yalnızca gerekli miktarda fon toplanana kadar sürdürmekte ve dağıtım süreçlerini açıkça raporlamaktadır. Türkiye’de kurban bağışlarında video ve fotoğrafla şeffaflık sağlanmakta; Lübnan’daki Landshut platformu ise Rohingya yetimlerinden cami inşasına kadar birçok küresel kampanyayı bir araya getirmektedir.
- Geleceğe Dair Potansiyel ve Zorluklar
İslami Fintek, geleneksel finans kurumlarının eksikliklerini giderecek kapasiteye sahiptir. Artan akıllı telefon kullanımı sayesinde finansal hizmetlerden mahrum kalan 1,8 milyar insanın sisteme dahil edilmesi mümkündür. Fintek, risk paylaşımını teşvik ederek borç tüketimini azaltabilir; sosyal finansın entegrasyonu ile İslam’ın adalet, şeffaflık ve toplumsal fayda ilkelerini yeniden merkeze alabilir.
Türkiye’de İslami finans, katılım bankaları ve sukuklar aracılığıyla büyümektedir; ancak ürünlerin %99’u sabit getiriye dayalıdır. Fintek, bu tekdüzeliği kırma potansiyeline sahiptir. FonAngels gibi platformlar, küçük yatırımcıları erken aşama girişimlerle buluşturarak risk paylaşımını teşvik etmektedir. Malezya ve Endonezya gibi ülkeler ise mikro finans ve sosyal fonlama alanında lider konumdadır. İslami Fintek’in küresel hacmi 137 milyar dolardan 400 milyar dolara çıkma potansiyeline sahiptir.
Elbette bazı zorluklar da bulunmaktadır: teknolojik altyapı eksikliği, düzenleyici çerçevede belirsizlikler ve kullanıcıların düşük finansal okuryazarlığı gibi. Ancak bu engeller, eğitim, devlet politikaları ve kamu-özel sektör işbirlikleriyle aşılabilir. Gelecekte, İslami Fintek’in kripto para gibi yeni teknolojilerle entegre olması da mümkündür; ancak bu entegrasyon, faizsizlik ve şeffaflık gibi temel İslami ilkelerle uyumlu olmalıdır.
Sonuç
İslam finansı, borç temelli yapısı ve manevi eksiklikleri nedeniyle eleştirilse de, Fintek bu alanlarda yenilikçi çözümler sunmaktadır. Fintek, finansal erişimi artırarak yoksulları sisteme dahil etmekte; risk paylaşımıyla İslam’ın özüne dönüş sağlamakta ve sosyal finansı entegre ederek adalet ile şeffaflığı birleştirmektedir. Türkiye ve dünya örnekleri, bu potansiyelin somutlaştığını göstermektedir. İslami Fintek, İslam finansını yeniden düşünmenin ve özgün bir alternatif olarak inşa etmenin anahtarıdır. Bu dönüşüm, İslam’ın manevi ruhunu modern teknolojiyle buluşturarak daha adil ve sürdürülebilir bir finansal sistem vaad etmektedir.
